KANSERE KARŞI KORUYUCU (ANTİ TÜMÖR) ETKİLERİ
Kanser tümörlerine karşı Ganoderma Lucıdum bileşenlerinin etkili olduğu birçok bilimsel araştırmada gösterilmiştir.
Radyoterapiden önce veya sonra alınması hiç fark etmez. Lökosit, eritrosit ve trombosit seviyeleri en kısa sürede normale dönmektedir.
Efsane mantar Ganoderma Lucidum terminal kanser hastalarında morfin kullanımını azaltırken bağışıklık hücrelerinin sayısının artmasını sağlayarak ameliyat sonrası hastaların iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
Amerika Birleşik Devletlerinde Methodist Araştırma Enstitüsü kanser araştırma laboratuarlarında yapılan bir araştırmada Ganoderma Lucidum mantarından elde edilen ganoderik asit A ve H triterpenlerin göğüs kanseri hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını durdurduğu gözlenmiştir.
Cancer Letters dergisinde yayınlanan bir makalede Ganoderma Lucidum’un sporlarında elde edilen yağların hepatoma (karaciğer tümörü), sarcoma (bağ dokusu habis tümörü) ve reticulocyte sarcoma (genç eritrosit tümörü) tümörlerin büyümesini %80-90 oranında engellediği bildirilmiştir.
Ganoderma Lucıdum’un suda elde edilen özütünün kolon kanserine karşı koruyucu olduğu bulunmuştur.
Kanserli hücreler, anormal büyüme hızları ile dikkat çeker. Normal hücrelerin nasıl kanserli hücrelere dönüştüğü tam kesin olarak belirlenmemesine rağmen, bunun bir viral orijine bağlı olduğu veya muhtemelen vücudun doğal korunma sisteminde (bağışıklık sisteminde) bir değişiklik sonucunda olduğu yönünde teoriler vardır.Son yıllarda bazı insanların genetik olarak kanser risk grubunda olduğu düşünülmektedir. Bu kişiler yaşlandıkça ve bağışıklık sistemi zayıfladıkça, belli tip kanserlere yakalanma riskleri artmaktadır. Kırmızı Reishi'nin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi, kanseri önlemede ve kanserle savaşta da görülmektedir.
Makrofaj T-hücrelerinin, kanser hücreleri ile daha etkin olarak savaşmasında etkili olmaktadır.
Ayrıca Kırmızı Reishide bulunan Beta-1,3-D-glucan ve Beta1,6-D-glucan isimli polisakkaritlerin, güçlü anti-tümör etkileri gösterdiği araştırmalarla belirlenmiştir. Sonuçlar kanserin tipine ve şiddetine göre değişiklik göstermektedir. Glucan maddesi, bağışıklık hücrelerinin tümör hücrelerini sarmasına yardımcı olur; bazı bilim adamları aynı zamanda kanserli hücrelerin sayısını azalttığını da savunmaktadır, böylece de bağışıklık hücreleri bunlarla daha kolay mücadele etmektedir. Bazı çalışmalarda, tümör oranında gerileme kaydedilmiştir.
Kırmızı Reishi’ de bulunan canthaxanthin isimli diğer bir maddenin de tümörlerin büyümesini yavaşlattığı ifade edilmektedir.
Vücudumuz doğal olarak anti-kanser maddeler -interferon ve interleukin 1 ve 2- üretmektedir; Kırmızı Reishinin düzenli tüketiminin, bu anti-kanser maddelerin üretimini teşvik ettiği ve tümör büyümesini önlediği kanıtlanmıştır.
Kırmızı Reishi tüketimi, kanser tedavisinde Radyoterapi ve Kemoterapi esnasında görülen ve hoş olmayan ( saç dökülmesi, bulantı, kusma, ağız iltihabı, boğaz ağrısı, iştah kaybı gibi) yan etkileri azaltır veya ortadan kaldırır, bu nedenle kemoterapi öncesinde, sırasında veya sonrasında kullanılabilir.
Yapılan bazı çalışmalarda bu etkilerin 95 oranında azaldığı belirlenmiştir. Sadece bu etkisi bile hastanın moral seviyesinde ve yaşam kalitesinde sağladığı yükselme ile hastalıkla mücadelede etkin olmaktadır.
Diğer reçeteli ilaçlarla kombineli olarak kullanılabilir.
Bağışıklık ve endokrin sistemlerini kuvvetlendirerek, kanserli hastalarda tedavinin kesilmesine neden olduğu için çok ciddi komplikasyonlar olan grip, üst solunum yolu enfeksiyonu, mantari enfeksiyonlar, hepatit gibi hastalıkları önler; bunların tedavisinde
uygulanacak antibiyotikler sonucunda görülebilecek ishal ve diğer problemlerin önlenmesini sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder